top of page

BES’te Hisse Yatırımı Neden Az

  • Yazarın fotoğrafı: Doruk Aktaş
    Doruk Aktaş
  • 20 Eki 2021
  • 3 dakikada okunur

Bireysel emeklilik sisteminde OKS de dahil olmak üzere fonların toplamı 2 trilyona yaklaştı. Bu birikim içerisinde toplam hisse senedi tutarı 315 milyar civarında. Oran olarak yüzde 16’lara denk geliyor. Bazen hisse senedi piyasasının yükseldiği dönemlerde bu oran yüzde 20-25’lere yaklaşsa da bireysel emeklilik katılımcıları ve OKS çalışanları, hisse senetlerine çok da ilgi göstermiyor. Bunun nedenleri düşünüldüğünde birkaç yaklaşım öne çıkıyor.


HİSSE SENETLERİNDE VADE KISA

Ülkemizde hisse senedi yatırımlarının ortalama vadesi 18 günlerde. Hisse senedi yatırımları temettü elde etmek hedefi ile değil, alım-satım yani sermaye kazancı elde etmek üzerine kurulu. Bu da hisse senedi yatırımcılarının piyasadaki en küçük dalgalanmaları bile yakalama isteğinde olmasına ve yatırımında bekleyememesine neden oluyor. Halbuki, bireysel emeklilik sisteminde uzun vadeli düşünmek ve davranmak gerekiyor. Katılımcılara yılda 12 kez fon dağılımını değiştirme hakkı verilmesi, BES’te hisse senedi yatırımcılarının aşırı alım-satım yapmasını sınırlıyor. Ayrıca fonların alım-satımında valör uygulanması, hisse senedindeki hareketleri yakalamakta geç kalınmasına neden oluyor. Bu nedenle katılımcılar hisse senedi yatırımlarını BES dışındaki piyasalarda gerçekleştirerek, BES birikimlerinde hisse senedi fonlarına daha az yer veriyorlar.


HİSSE SENEDİ YATIRIMI AŞIRI RİSKLİ

Ülkemizde hisse senedi yatırımları aşırı riskli olarak nitelendiriliyor. Hisse senedi piyasalarında yaşanan aşırı volatilite borsa ve hisse senedi yatırımcılarının sayısını oldukça sınırlıyor. Ortalama finansal okuryazarlık seviyesinin oldukça düşük olması, yatırımcıların hisse senetlerinden uzaklaşmasına ve riski daha düşük yatırım araçlarını tercih etmesine neden oluyor.


ENFLASYON ETKİSİ

Enflasyon bütün yatırımları içten içe yiyen, kemiren bir kurt gibi. Özellikle 2013’ten sonra hızını artıran enflasyon, öngörülemezliği ile insanları daha çok getirisini bildiği, sonunu görebildiği yatırımları yapmaya zorluyor. Bu nedenle volatilitesi yüksek hisse senedi yatırımları için uzun vadeli bireysel emeklilik sistemini değil, doğrudan yatırım yapabileceği borsayı tercih ediyor. Diğer yandan hisse senedi yatırımları enflasyon karşısında kazandırmaktan uzak. Enflasyonu yenen bir hisse senedi piyasası yok karşımızda.


ALTIN VE DÖVİZE YATIRIM

Geleneksel olarak Türk Halkının risk alma ihtiyacını altın ile giderdiğini söyleyebiliriz. Hem altının ons fiyatının uluslararası piyasalardaki uzun vadeli yükseliş trendi hem de fiyatının dolar cinsinden belirlenmesiyle, bir anlamda enflasyondan koruması altın yatırımını cazip kılıyor. Bu nedenle BES yatırımcısı altın fonlarına ilgi gösteriyor. Sistemdeki birikimlerin neredeyse yüzde 42’si altın fonlarında. Üstelik altın fonlarına yatırım yapıldığında dışarıdaki altın yatırımında olmayan bir şey daha var: Yüzde 30 devlet katkısı.

Döviz, hem bankacılık sisteminde hem de bireysel emeklilik sisteminde enflasyondan korunma amacıyla ilgi görüyor. Altın hariç sistemdeki döviz cinsi yatırımlar BES birikimlerinin yaklaşık yüzde 10’uu oluşturuyor. Yine enflasyondan korumanın yanında %30 devlet katkısı da bonusu. 

Peki, diyeceksiniz ki BES’teki hisse senedi yatırımlarına da yüzde 30 bonus var. Neden, bonus BES katılımcılarını altın ve döviz yatırımına özendiriyor da hisse senedi yatırımına özendirmiyor. Bunun nedenlerinden birisi enflasyona karşı hisse senedi getirilerinin zayıflığı iken, diğeri de BES’teki vergilendirme olabilir.


BES’TE VERGİLENDİRME  

BES’te sistemden ayrılırken, vefat veya emeklilik halinde bütün birikimlerin getirileri üzerinden stopaj kesintisi yapılıyor. Sistemde kalınan süreye bağlı olarak yüzde 5 ile yüzde 15 arasında bir stopaj kesintisi söz konusu. Halbuki, bireysel emeklilik sisteminin dışında kalan ve dileyen herkesin rahatlıkla alıp-satabildiği hisse yatırım fonlarına yatırım yapanlar bu fonlardan elde ettikleri gelirlerden dolayı vergi ödemiyorlar. Doğrudan hisse senedine yatırım yapan gerçek kişiler de sermaye kazancı elde ettiklerinde bu kazançları gelir vergisine tabi tutulmuyor. Bu açıdan bakıldığında TEFAS’ta işlem gören hisse fonlarına yatırım yapmak veya doğrudan borsadan hisse senedi almak, bireysel emeklilikteki hisse fonlara yatırım yapmaktan daha avantajlı. Çünkü TEFAS’tan alınan hisse fonlar ile doğrudan borsada hisse senedi yatırımı yapanlar açısından hiçbir şekilde bir bekleme süresi öngörülmüyor ve elde edilen alım-satım kazançları vergiye tabi olmuyorken, bireysel emeklilikteki hisse fonlardan dolayı elde edilen gelirler sistemde kalma süresine bağlı olarak stopaja tabi. Sistemden emekli olurken bile katılımcılar yüzde 5 stopaj ödemek zorunda. Bu da enflasyon karşısında uzun vadede zayıf kalan, üstelik de volatilitesi çok yüksek olan hisse senedi yatırımlarının, bireysel emeklilik sisteminde değil, sistem dışında yapılmasını daha cazip hale getiriyor.


***BES’te Hisse yatırımının neden az olduğuna dair Twitter’da takipçilerin eklediği başlıklar:

-KATILIMCILAR FON DEĞİŞİKLİĞİ YAPABİLECEĞİNİ BİLMİYOR (S. @birseymiyazmali, PİVOTRADE @tayfunterzi1, Trader24@Vbozkurt24)

-BAĞIMSIZ YATIRIM DANIŞMANLARI OLMADIĞINDAN SAĞLIKLI DAĞILIM YAPILAMIYOR (Mehmet Gerz @MehmetGerz53)

-FONLARIN İYİ YÖNETİLMEDİĞİ KONUSUNDA GÜVENSİZLİK VAR (Kaya @Kaya59910292)

Yorumlar


bottom of page